GÜNEY KORE'DEKİ TÜRK İZLERİ

Son dönemlerde Güney Kore'ye gidip oraya yerleşmeyi düşünen kişi sayısının hızla arttığına şahit oluyorum. Hatta geçenlerde bir parkta otururken Koreli bir aile ile karşılaştım. Kızları bir Türk'le evleneceği için Türkiye'ye geldiklerinden bahsettiler. İnternette de bunun gibi Korelilerle evlenen çiftleri gördükçe gençler arasında Kore'ye gitme ve Korelilerle evlenme sevdası baş gösteriyor. Ancak Kore kültürü her ne kadar Türk kültürüne benzese de, Kore'ye giderken birçok şeyden feragat etmek gerekiyor. Türkiye'den kilometrelerce uzakta olan ve bu yüzden her canınız istediğinde uçak bileti alıp dönemeyeceğiniz bir ülkeye gideceğinizi, Kore'deki Türk ve Müslüman olanlara karşı önyargıları göğüsleyip Güney Kore'de yaşamın herhangi bir Avrupa ülkesinde yaşamaya nazaran çok kolay olmayacağı gerçeğini göz önünde bulundurmanızda yarar var. Şimdi gelin Güney Kore'deki Türk izlerine bir göz atalım.

Zeytin yağı

Sevgili Sergül Kato, Japon eşiyle evlenip Japonya'ya ilk gittiği zamanlar Japonya'da zeytin ağacı yok diye çok ağladığından bahsediyor. Bunu sanırım ancak Güney Kore ve Japonya gibi Türkiye'ye birçok açıdan uzak olan ülkelerde yaşayanlar en iyi anlar. Koreli ile evli bir arkadaşım evde hem Kore yemeği, hem de Türk yemeklerinin ayrı ayrı piştiğini söylemişti. İnsan her şeyi kolayca değiştirebiliyor ama doğuştan beri annemizin elinden yemeye alışık olduğu yemek zevkini değiştirmesi gerçekten çok zor oluyor sanırım. Eğer "Zeytin yağsız yiyemem amaan!" diyenlerdenseniz size kötü bir haberim var. Kore'de marketlerde yemeklik yağ olarak çoğunlukla susam yağı satılıyor. ABD'den ithal edilen zeytin yağlarına birkaç markette denk gelmiştim ama fiyatları el yaktığından sadece bakıp geçmiştim maalesef.


Kuruyemiş



Kore'de kuruyemişler bizdeki gibi yaygın değil. Marketlerde Amerika'dan ithal edilen kuruyemişlere rastlıyorsunuz ama fiyatları genelde çok ucuz olmuyor.


Daha önceki Kore'nin Sütleri yazımda da bahsettiğim gibi Kore'de marketlerde soya sütü, fındık aromalı sütler satılıyor. Bu fotoğrafta görmüş olduğunuz sütün üzerinde de Türk fındıklarıyla üretilmiştir yazıyor. Biz fındığa hasret...
Süt demişken, Kore'de yağurt var mı diyecek olursanız? Sizi Kore'de Yoğurt Var Mı? yazıma yönlendireyim hemen.

Peynir 

Peynir, Çin ve Kore gibi Kuzeydoğu Asya ülkelerinde fazla tüketilmeyen bir yiyecek. Bir arkadaşım Kore marketlerinde açık halde satılan tofuları peynir sanmıştı. Şimdilerde tost gibi Batı tarzı yiyecekler Kore'de yapılmaya başlandığı için Kore'de de peynir tüketimi artma eğiliminde. Koreliler bazı yemeklerine peynir ekliyorlar. Mesela lokantalarda Daggalbi'nin üstüne peynir konarak servis ediliyor. Kore'de bazı marketlerde dilim halindeki çedar peyniri gibi bazı peynirlerden satılıyor.  Ama hem her markette bulunmuyor, hem de biraz pahalı oluyor. Bu nedenle, Kore'ye giderken yanınıza alacaklarınız arasında mutlaka peynir olmalı. Ancak peynirler mutlaka vakumlu naylonlu olanları almalısınız aksi takdirde havaalanında atarlar. Aynı şey salam ve sucuk için de geçerli

Çekirdek

Kore'de çekirdekler kuş yemi olarak düşünülüyor. Bunu ilk duyduğumda çok gülmüştüm. Koreliler bizim gibi televizyon başına geçip de çekirdek çıtlamıyorlar anlayacağınız.:) Onlar bizim çekirdek yediğimiz gibi, kurutulmuş deniz canlılarını çekiştire çekiştire yiyorlar. Bunu Kore'ye gitmeden önce bildiğim için bir paket çekirdek götürüp Kore'deki arkadaşlarıma denettirmiştim. Çekirdeğin içini açmayı hiç bilmedikleri için çekirdek yerkenki halleri görülmeye değerdi.

Türk Kahvesi

Kore'de tabii ki Türk kahvesi bulunmuyor. Kore'de Türk izleri arayıp durmak yerine bazen kendim Türk izi bırakmaya çalıştım. Kore'ye giderken yanıma kahve, cezve ve fincan almıştım ve Koreli ve Japon arkadaşlarıma kahve yaptırıp tadına baktırmıştım. Koreliler kahve içerken kabalık yapmamak için bir şey demiyorlar ama filtre kahveye alıştıkları için Türk kahvesinin telvelerinin ağızlarına gelmesinden pek haz etmediler. Kahve içtikten sonra fal bakmaksa çok hoşlarına gitmişti. Bazı fal bakma uygulamalarında İngilizce seçeneği olduğu için onlara İngilizcelerini göstermiştim ve epey ilgilerini çekmişti. Bakınız: Kore'de Kahve Kültürü



Ekmek

Türklerin yumuşak karnı olan ekmeğe erişim ne yazık ki Kore'de çok kolay olmuyor. Bu nedenle Kore'ye gedecekler ekmeksiz bir hayat hayal etmeye şimdiden başlamalılar. Kore'de Paris Baguette gibi pastanelerde çeşitli ekmek türleri satılıyor olmasına satılıyor ama hem fiyat yönünden, hem de lezzet yönünden bizimkileri mumla aratıyor. Daha önce Kore'de ekmekten detaylıca bahsetmiştim. Bakınız:
KORE'DE EKMEK | 빵 yazım.


Türk lokantaları ve marketleri


Seul'de bir Türk olarak yaşamak, diğer Kore şehirlerine göre çok daha kolay oluyor. Ben Gwangju şehrine değişim öğrencisi olarak gitmiştim. Bakınız: Gwanju Yazım. Seul'e değişim öğrencisi olarak giden arkadaşlarım bana göre daha az zorlandılar. Bakınız: Seul Gezi Rehberi Yazım. Çünkü canları her Türk yemeği istediğinde hemen İtevon'a gidip Türk  lokantalarında Türk yemeği yemek imkanları vardı. Ben Güney Kore'nin Gwangju şehrinde olduğumdan anca Seul'e gittiğim zaman yiyebiliyordum. Ayrıca lokantalardaki Türk yemeklerinin tdı Korelilerin damak zevkine uygun olacak şekilde değiştiriyor.
 İtevon'da sadece Türk restoranları yok, birkaç Arap marketinde Kore'de marketlerde bulunmayan Türk salçası, yaprak sarması, kıyma, zeytin gibi Türkiye'den gelen konserve ürünlerin satıldığını da gözlemlemiştim. 
Seul'de karşıma çıkan İstanbul isimli lokanta:




Benim bulunduğum Gvanğcu şehrinde ne yazık ki Türk lokantası yoktu. Ancak Gvanğcu'da Nostalji Festivali'ne giderken kurulan Türk stadında bir Türk amcanın döner sattığını görmüştüm. Onunla ayak üstü sohbet etmiştik ve arkadaşlarımla beraber döner yediğimiz için benden para almamıştı. Yediğimiz döner Korelilerin damak zevkine uysun diye biraz değiştirilmişti ama yine de de orada o amcayla Türkçe sohbet etmek bile azıcık da olsa özlemimi gidermeme yetmişti. 


Türk atıştımalıkları



Kore'de Türk çikolataları bulmak da zor ama bazen hiçbeklemediğiniz anda bazı marketlerde karşınıza Türk markaları çıkabiliyor. Gvanğcu'da yabancı ürünlerin satıldığı birkaç Türk atıştımalık satılıyordu. Araya taraya Biscolata'ya ulaşmıştım.

Bonus:


Koreli bir arkadaşım önceden Enes Kaya hayranıymış ve Türkiye ile ilgili bir etkinliğe katılıp bu Topkapı yazılı kitap ayraçlarından almıştı. Bana gösterince çok şaşırmıştım. Daha sonra kitap ayracı fazla ağırlık yapmadığı için bu şekilde hediye olarak da yabancılara vermek çok güzel bir fikir diye düşünmüştüm. 


Kore'de bir züccaciyede karşıma Türk desenli nihalelerden çıkmıştı.






Kore'de bulabileceğiniz en büyük Türk izi vatanı uğruna can vermiş askerlerimizin olduğu Busan BM Şehitliği.  Kore'de tek bir yer gezme şansınız olsa neresi olurdu derseniz bu şehitlik derim. Orada bir başına kalmış şehitlerimizi yalnız bırakmak bizlere yakışmaz çünkü. Orada hissettiğim manevi atmosfer de bambaşkaydı. Bakınız: Busan BM Anıt Mezarlığı Yazım.




Yorumlar