Bundan 15 yıl önce sokaktakilere Kore'yi tanıyor musun? diye sorsanız muhtemelen en fazla Kore Savaşı'ndan bahsederlerdi. Şimdi ise, Kore Dalgası Türkiye'de neredeyse ilkokul öğrencilerine kadar sirayet etmiş durumda. Ben 2008 yılında TRT'de yayınlanan Düşlerimin Prensi dizisini ilk izlediğimde Türkiye'de Kore dizilerinden haberdar olan fazla kişi yoktu. Kore deyince yüzüme tuhaf tuhaf bakıyorlardı. Ancak Kore son 10 yılda kendini dizileri, filmleri ve müzikleriyle dünyaya tanıtmak adına o kadar uğraştı ki Türkiye'de artık mağazalarda bile Korece şarkılara denk gelebiliyorsunuz. Bakınız Ankara'nın göbeğindeki bir reklam afişi:
Peki bizdeki Kore algısı bu hale gelmişken Kore'deki Türkiye algısı nasıl diye hiç düşündünüz mü?
Aslında bizim Kore ile olan münasebetlerimiz Göktürkler zamanına dayanıyor. Bizler aslında kadim komşularız. Kore'nin eski devletçikleri birbirleriyle savaşırken (coğrafi olarak bizim güneyimizde kalan) Çin'in desteklediği Kore devletçiklerine karşı, diğer Kore devletçiklerinin yanında yer aldığımız da olmuş. Hatta Koreliler normalde köse oldukları için şu anda çok sakallı bıyıklı olan Korelilerin atalarının Türklerle evlilikler yaptıkları düşünülüyor. Daha sonra, Türkler Çin'le mücadele, çetin bozkır iklimindeki yaşam zorlukları gibi sebeplere batıya göç etmişler ve şu anda bulunduğumuz Anadolu topraklarına ulaşmışlar. Kore'de tanıştığım yaşlı bir amca Moğolların akıllıları doğuya gitti, salakları batıya gitti diye espri yapmıştı. (Bana göre bu tam tersi, yenilik isteyenler ve zulme karşı gelmek isteyenler batıya gitti ve kendini başka ateş çemberinin içinde buldu! Salaklar da Çin'in egemenliğini kabul etti.) Hatta "Moğol lekesi" de yine ortak bağlarımız olduğunu kanıtlar nitelikte.
Eski dostlarımızla ikinci karşılaşmamız da Kore Savaşı neticesinde olmuş. Kore'ye yardıma gidip diğer ülkelere nazaran epey fazla kayıp vermişiz. Bakınız: BM Anıtsal Mezarlığı Busan
Korelilerin Türkleri tanımasındaki en büyük etkenlerden birisi de, Kore'deki halkı her anlamda bilgilendirmeye çalışan televizyonculuk anlayışı. Kore programlarını izlemişseniz ne demeye çalıştığımı anlarsınız. Her programda ya bir yabancı ülkeye gidilir ya da bir iş kolu vs. tanıtılır. Bu programlarda ünlü Koreliler oynar ki dikkat çekici olsun. Siz de sevdiğiniz ünlüyü görmek için izlediğiniz program sayesinde hem eğlenir, hem de bir şeyler öğrenmiş olursunuz. Türkiye'nin de başta Kapadokya ve Pamukkale olmak üzere birçok yeri Kore programlarında tanıtılıyor. Koreliler gelişmiş çekim teknikleriyle bizim tanıtımımızı bizden iyi yapıyorlar. Bakınız: Erciyes Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün de tanıtımının yapıldığı, bizim bölümden arkadaşların program çekiminde yardımcı oldukları, Kore'de yayınlanan Türkiye'nin tanıtım programlarından biri.
Bu tip programları izleyen ve gezmeye meraklı olan Koreliler de haliyle Türkiye'ye gezmeye geliyorlar. Hatta birçoğunun hayali, ölmeden önce Kapadokya'daki balonlara binmek. Tabi onların bizimki gibi kur ve vize dertleri yok!
Genelde orta yaşlı Koreliler Türkiye'yi ziyaret ediyorlar. Aslında birçoğu, Kore'deki tur şirketleri aracılığıyla geldiği için sadece turistik yerleri görüp Türkiyeyi derinlemesine tanıyamıyorlar. Genelde Avrupa'ya gelmişken Türkiye'yi de aradan çıkaranlar da oluyor.
Korelilerin Türkiye hakkında bildiği yanlışlar:
1. Türkiye bir İslam ülkesi bu yüzden kadınların hepsi (İran gibi) çarşaflı gezmek zorunda, ancak başka ülkelere gidince açılabiliyorlar!, Erkekler en az 3 kişiyle evleniyor!, Ayrıca bakınız: Kore'de Müslüman Olmak!
2. Türkiye bir Arap ülkesi olarak görmeleri. Araplar gibi deveye biniliyor ve çölde yaşıyorlar!
3. Türkiye'de Afganistan'daki gibi bir iç savaş var zannetmeleri. Her gün çatışmalar, patlamalar oluyor. Bu yüzden Türkiye'ye gitmek çok tehlikeli!
4. Türkiye'de 2015 yılında darbe oldu diye düşünmeleri.
5. Türkiye'deki yönetim şekline yönelik farklı düşünceler. (Kendilerinin Cumhurbaşkanı Park Geun Hye yolsuzluk, adam kayırma suçlarından şu an hapiste ve cumhurbaşkanlığı sarayındaki odasından çok sayıda viagra bulundu. Sewol feribot kazasında bile parmağı olduğu söyleniyor.)
6. Osmanlı sömürmüştür denmesi (Ondan dünyadaki herkes şakır şakır Türkçe konuşuyor!)
7. Türklerin Hindistanlı, Pakistanlı veya İranlılara benzetilmesi. Bazı esmerlerin gözlerinin etrafında hale şeklinde koyuluk olmasından kaynaklanan bir durum zannımca bu. Koreliler bu tip kişilere "panda" benzetmesi yapıyorlar. Kendileri için de uykusuz kalınca veya çok içki içtiklerinde bu terimi kullanıyorlar. Beyaz tenli olmak eski zamanlardan beri Kore'de güzellik göstergesi. Bu nedenle güneşlenme adetleri de yok.
Bunlar ve bunun gibi daha aklıma gelmeyen birçok konuda cahilce düşünüyorlar. Son dönemlerde Türklere karşı ön yargılarda maalesef Enes Kaya'nın da rolü büyük. Kore'de herkesin hayran olduğu biriyken hakkında çıkan skandal haberlerle hem kendi adını, hem de Türkiye'nin adını kötülemiş oldu.
Kore Savaşı, TV programları, gezileri sayesinde az da olsa Türkiye hakkında bilgisi olan Korelilerle konuşurken her ne kadar Türklere karşı kibar görünseler de ciddi konulara gelindiği zaman Türkiye'yi ekonomik vs. sebeplerle çok güzel ezip küçük görüyorlar. (Kıro emme para da onda!).
Koreliler birden zenginleştikleri için biraz sonradan görmeler. Bu yüzden de ekonomik olarak kendilerinden daha fakir olan ülkeleri küçümsüyorlar. Onlar için varsa yoksa Amerika ve Avrupa ülkeleri gerisi dikkate alınmayacak ülkeler. Koreliler daha çok ufuklarını açmalılar ve de dünyada ABD'den başka ülkeler olduğunu da kabul etmeliler. Tabi ki tüm suçu Korelilere atmam da çok yanlış olur. İğneyi onlara çuvaldızı kendimize batırmamız lazım. Youtube'da en az takipçisi olan bir Koreli bile kendi kültürünü tanıtmaya çalışırken neden hala bizler de kendi kültürümüzü güzel bir şekilde dünyaya tanıtmıyoruz?
Peki bizdeki Kore algısı bu hale gelmişken Kore'deki Türkiye algısı nasıl diye hiç düşündünüz mü?
Aslında bizim Kore ile olan münasebetlerimiz Göktürkler zamanına dayanıyor. Bizler aslında kadim komşularız. Kore'nin eski devletçikleri birbirleriyle savaşırken (coğrafi olarak bizim güneyimizde kalan) Çin'in desteklediği Kore devletçiklerine karşı, diğer Kore devletçiklerinin yanında yer aldığımız da olmuş. Hatta Koreliler normalde köse oldukları için şu anda çok sakallı bıyıklı olan Korelilerin atalarının Türklerle evlilikler yaptıkları düşünülüyor. Daha sonra, Türkler Çin'le mücadele, çetin bozkır iklimindeki yaşam zorlukları gibi sebeplere batıya göç etmişler ve şu anda bulunduğumuz Anadolu topraklarına ulaşmışlar. Kore'de tanıştığım yaşlı bir amca Moğolların akıllıları doğuya gitti, salakları batıya gitti diye espri yapmıştı. (Bana göre bu tam tersi, yenilik isteyenler ve zulme karşı gelmek isteyenler batıya gitti ve kendini başka ateş çemberinin içinde buldu! Salaklar da Çin'in egemenliğini kabul etti.) Hatta "Moğol lekesi" de yine ortak bağlarımız olduğunu kanıtlar nitelikte.
Eski dostlarımızla ikinci karşılaşmamız da Kore Savaşı neticesinde olmuş. Kore'ye yardıma gidip diğer ülkelere nazaran epey fazla kayıp vermişiz. Bakınız: BM Anıtsal Mezarlığı Busan
KORE- TÜRK KARDEŞLİĞİ YALAN!
Korelilere "Türküm ben." dediğiniz zaman genelde yaşlılar Kore Savaşı'ndan bahsediyorlar ve Kore Savaşı'ndan bahseden o dedelerin gözlerinden savaşın hüznünü görebiliyorsunuz. Ancak Türkiye'nin "kardeş ülke" olduğu düşüncesi genç nesillere hiç tesir etmemiş. Gençler sadece Amerikalıların kendilerine yardım ettiğini düşünüyorlar. Oysa Türkler Kore Savaşı'nda Kore'yi kendi topraklarıymışçasına korumuşlar. Hatta gazilerin anlattıklarına göre Amerikan askerleri geri çekilirken Türk askerlerini araçlarına almamışlar. Amerika her ne kadar Türk subayların İngilizce bilmediğinden iletişim problemi olduğunu söylese de gazilerin anıları bunun yalan olduğunu ortaya çıkarıyor. (Dil bilemeyebilemeyebilirsin ama hiç değilse aracını durdurabilirsin değil mi yani?) Bu yüzden en çok şehit veren ülkelerden biri biz olmuşuz. Ancak şehitlerimize bile saygı duyulmadığını düşünüyorum. Busan Gezisi yazımda da bahsetmiştim, şehitliği yürüyüş alanı olarak kullanıyorlar ve bazı gençler o alanı gezerken gülüşüyorlardı.Korelilerin Türkleri tanımasındaki en büyük etkenlerden birisi de, Kore'deki halkı her anlamda bilgilendirmeye çalışan televizyonculuk anlayışı. Kore programlarını izlemişseniz ne demeye çalıştığımı anlarsınız. Her programda ya bir yabancı ülkeye gidilir ya da bir iş kolu vs. tanıtılır. Bu programlarda ünlü Koreliler oynar ki dikkat çekici olsun. Siz de sevdiğiniz ünlüyü görmek için izlediğiniz program sayesinde hem eğlenir, hem de bir şeyler öğrenmiş olursunuz. Türkiye'nin de başta Kapadokya ve Pamukkale olmak üzere birçok yeri Kore programlarında tanıtılıyor. Koreliler gelişmiş çekim teknikleriyle bizim tanıtımımızı bizden iyi yapıyorlar. Bakınız: Erciyes Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün de tanıtımının yapıldığı, bizim bölümden arkadaşların program çekiminde yardımcı oldukları, Kore'de yayınlanan Türkiye'nin tanıtım programlarından biri.
Bu tip programları izleyen ve gezmeye meraklı olan Koreliler de haliyle Türkiye'ye gezmeye geliyorlar. Hatta birçoğunun hayali, ölmeden önce Kapadokya'daki balonlara binmek. Tabi onların bizimki gibi kur ve vize dertleri yok!
Genelde orta yaşlı Koreliler Türkiye'yi ziyaret ediyorlar. Aslında birçoğu, Kore'deki tur şirketleri aracılığıyla geldiği için sadece turistik yerleri görüp Türkiyeyi derinlemesine tanıyamıyorlar. Genelde Avrupa'ya gelmişken Türkiye'yi de aradan çıkaranlar da oluyor.
YANLIŞ TÜRKİYE ALGISI!
Kore'de gerek TV programları, gerekse turizm aracılığıyla Türkiye hakkında az da olsa bilgi sahibi olanlar varken öte yandan Türkiye'ye dair çıkan haberlerin insanları yanlış yönlendirdiği de oluyor.Korelilerin Türkiye hakkında bildiği yanlışlar:
1. Türkiye bir İslam ülkesi bu yüzden kadınların hepsi (İran gibi) çarşaflı gezmek zorunda, ancak başka ülkelere gidince açılabiliyorlar!, Erkekler en az 3 kişiyle evleniyor!, Ayrıca bakınız: Kore'de Müslüman Olmak!
2. Türkiye bir Arap ülkesi olarak görmeleri. Araplar gibi deveye biniliyor ve çölde yaşıyorlar!
3. Türkiye'de Afganistan'daki gibi bir iç savaş var zannetmeleri. Her gün çatışmalar, patlamalar oluyor. Bu yüzden Türkiye'ye gitmek çok tehlikeli!
4. Türkiye'de 2015 yılında darbe oldu diye düşünmeleri.
5. Türkiye'deki yönetim şekline yönelik farklı düşünceler. (Kendilerinin Cumhurbaşkanı Park Geun Hye yolsuzluk, adam kayırma suçlarından şu an hapiste ve cumhurbaşkanlığı sarayındaki odasından çok sayıda viagra bulundu. Sewol feribot kazasında bile parmağı olduğu söyleniyor.)
6. Osmanlı sömürmüştür denmesi (Ondan dünyadaki herkes şakır şakır Türkçe konuşuyor!)
7. Türklerin Hindistanlı, Pakistanlı veya İranlılara benzetilmesi. Bazı esmerlerin gözlerinin etrafında hale şeklinde koyuluk olmasından kaynaklanan bir durum zannımca bu. Koreliler bu tip kişilere "panda" benzetmesi yapıyorlar. Kendileri için de uykusuz kalınca veya çok içki içtiklerinde bu terimi kullanıyorlar. Beyaz tenli olmak eski zamanlardan beri Kore'de güzellik göstergesi. Bu nedenle güneşlenme adetleri de yok.
Bunlar ve bunun gibi daha aklıma gelmeyen birçok konuda cahilce düşünüyorlar. Son dönemlerde Türklere karşı ön yargılarda maalesef Enes Kaya'nın da rolü büyük. Kore'de herkesin hayran olduğu biriyken hakkında çıkan skandal haberlerle hem kendi adını, hem de Türkiye'nin adını kötülemiş oldu.
Kore Savaşı, TV programları, gezileri sayesinde az da olsa Türkiye hakkında bilgisi olan Korelilerle konuşurken her ne kadar Türklere karşı kibar görünseler de ciddi konulara gelindiği zaman Türkiye'yi ekonomik vs. sebeplerle çok güzel ezip küçük görüyorlar. (Kıro emme para da onda!).
Koreliler birden zenginleştikleri için biraz sonradan görmeler. Bu yüzden de ekonomik olarak kendilerinden daha fakir olan ülkeleri küçümsüyorlar. Onlar için varsa yoksa Amerika ve Avrupa ülkeleri gerisi dikkate alınmayacak ülkeler. Koreliler daha çok ufuklarını açmalılar ve de dünyada ABD'den başka ülkeler olduğunu da kabul etmeliler. Tabi ki tüm suçu Korelilere atmam da çok yanlış olur. İğneyi onlara çuvaldızı kendimize batırmamız lazım. Youtube'da en az takipçisi olan bir Koreli bile kendi kültürünü tanıtmaya çalışırken neden hala bizler de kendi kültürümüzü güzel bir şekilde dünyaya tanıtmıyoruz?
Yorumlar