ISS PYAAR KO KYA NAAM DOON?


BİR GARİP AŞK




Türkçesi "Bu aşkın adını ne koymalı?" olan "Iss Pyaar Ko Kya Naam Doon?" dizisi, ön yargılarla başladığım ancak tadına doyamadığım ilk izlediğim Hint dizisi.


Türkiye'de Kanal 7'de "Bir Garip Aşk" ismiyle yayınlanmaya başladı. Sevdiğim bir dizinin dublajlı versiyonunu televizyondan izlemek çok hoşuma gitti. Çoğu zaman filmleri orijinal halleriyle izlemeyi tercih ederim, ancak Türkiye dublaj konusunda çok başarılı ve bu dizideki sesler de çok uyumlu olmuş.



Dizimizin bölüm sayısı biraz fazla. 406 bölümcük.:) Ancak bunu gözünüzde fazla büyütmeyin. Dizinin bölüm sürelerinin kısa olduğunu hesaba katarsak ve yenge, nene kısımlarını da atlaya hoplaya geçerseniz göz açıp kapayıncaya kadar biter.


Dizi 2011'de yayınlanmaya başlamış ve 398 bölümle final yapmış. 2015 yılında da internetten 8 özel bölümü yayınlanmış.



Dizinin konusu, tüm güzel dizilerde olduğu gibi basitliğin zerafetini taşımakta. Zengin oğlan, fakir kız.


Zengin ailenin asabi patron evladı Arnav Singh Raizada ile Arnav'ın başında dırdır eden Khushi Kumari Gumpa(Singh Raizada) ilk başta birbirlerinden nefret ederler. Zoraki bir evlilik yaparlar. Sonrasını da anlamışsınızdır zaten.





Ben diziye başrolümüz Arnav'ın gülüşüne vurulup başlamıştım. Bu gülüşe kim hayır diyebilir ki?


Tamam kabul, Kore'deki estetik harikalarını görünce böyle sakallı bıyıklı adamlara alışmak zor oluyor. Ben de başlarda biraz zorlandım ama Arnav'ın sesi, gülüşü, karizması diziye bağlanma sebebim oldu. Ah, şu süveteri ve parlak takımları olmayaydı... Bir de şıklık ödülü vermişler ya çok güldüm.


Gerçek hayatta Arnav yani Barun Subti'nin başı bağlı. Çocukluk aşkıyla evliymiş kendileri. Arnavcığımızı Allah sahibine bağışlamış.


Dizinin başları, Arnav 'ın Polat Alemdarvari tavırları, Khushi'nin Küçük Emrah bakışları çok sıkıcı. Ancak Arnav ile Khushi'nin evlendikten sonraki halleri çok tatlı.





Dizideki yan karakterler de diziye ayrı bir tat katmış. "hello, hi, by by" yenge, yengelerin şahı gözümde. Khushi'nin ablasıyla, Arnav'ın ablası rolünü oynayan kızlar da Khushi'den çok daha güzel geldiler bana. Hintlilerin bu kadar güzel olduğunu bilmezdim. Şu Bayhan bakışlı sayko eniştenin de korku filminden fırlamışçasına bir edası vardı, duvarlarda büyüyen gölgeler falan...





Aslında adamlar farklı oyuncularla farklı diziler yapmak yerine, birçok konuyu birleştirip tek bir dizi yapmışlar. Kore, bu diziden ayrı ayrı 5-6 dizi çıkarırdı.





Hint dizi ve filmlerinin kötü tarafı prodüksiyonları. Yani konular güzel, oyuncular da idare eder (ki burada oyuncular da yakıyor ortalığı) ama çok komik çekim hataları oluyor. Hintlilerin sürekli dans edip şarkı söylemelerini kastetmiyorum. Bu Hintlilerin, dünyaya kendilerini tanıtma şekillerinden biri haline geldi, artık olmazsa olmazlardan. Ben teknik hatalardan bahsediyorum. (Mesela bu dizide yalancıktan arabaya biniyor gibi yapmaları, boş boş sallanıyorlar arabanın içinde. Ve de yakın çekimde burun buruna gözükürken, uzak çekimde aralarında dağlar kadar mesafenin olması gibi hatalar...)


Bu Hintliler hiç öpüşmüyorlar mı acaba, diye aklımda bir soru oluştu bu diziden sonra. Kore dizilerindeki kisssı sahnelerine alışık biri olarak sabrım sınandı. Koskoca dizide 3-4 kere öpücük sahnesi vardı, o da yanaktan. Amerikalılar gibi her dakika da olmasın ama bu da can yani. :)


Ayrıca bu dizinin yapımcılarının B12 vitaminlerinin eksik olduğuna kanaat getirdim. Çünkü aynı sahneyi bin kere çekmelerinin mantığını açıklayabilecek başka bir sebep bulamadım ben. Hafızalarında kesin büyük bir problem var. Arnav Khushi'yi on bin kere düşmekten kurtardı ve Khushi'nin şal, kolye gibi bilimum aksesuarları da sürekli bir yere ilişti. Romantik sahne kıtlığı mı koptu, anlamadım ki.


Şunu da bu diziden sonra anladım ki, Hintliler tören yapıp birbirlerini boyamak için dünyaya gelmişler. Her bölümde kutlayacak bir şey buldular ya pes dedim.




Dizide önce bir "hım hım hımmm", sonra da "rabbe veeee..." duydun mu, anla ki burada yakınlaşacaklar.Sonra birbirlerine uzuuun uzuun bakacaklar. (20 dakikalık dizinin 10 dakikası bakışmayla geçer mi canım!) Tabi bir yandan da odada, herhangi bir cam veya kapı açık olmadığı halde, esen şiddetli rüzgar kızın saçlarını savuracak. Sonra ya dışarıdan biri çağıracak ya da telefon çalacak uçup gidecek o anki romantizm.


Dizi Hindistan hakkında da detaylı bilgiler veriyor aslında. Zenginler çok zengin, fakirler çok fakir. Khushi'nin ailesinin içilecek suları bile yokken Sari denen o şaşalı Hint kıyafetlerini giymeleri ve türlü türlü eğlencelere katılmaları çok komik geldi bana.

Maalesef dil ve kültürde büyük bir yozlaşma var Hindistan'da. Konuşurlarken araya serpiştirilen İngilizce kelimeler de bunu kanıtlar cinsten. Hatta İngilizce konuşmak bir üstünlük göstergesi anladığım kadarıyla.


Bu diziyi epey eleştirdim ama biz bir Hindistan kadar olup da şöyle bir dizi yapamıyoruz maalesef. Hep hır, gürültü! Aile değerlerimize hakaret eden ihtiras, aldatma,kin,öfke dolu insanları karamsarlığa itip mutsuz eden diziler. Bizim prodüksiyon imkanlarımız kuşkusuz onlardan kat kat iyi durumda. Ama şöyle öğretici, sevgi, saygı gibi yararlı duyguları barındıran dizilerimiz yok. Yanarım yanarım buna yanarım...


Bu dizideki ufak ve komik pürüzleri görmezseniz çok sıcak bir dizi.


Yoksa siz hala "Iss Pyaar Ko Kya Nam Doon"u izlemediniz mi? :)






Yorumlar