İtevon, Seul'ün en çok yabancı lokanta ve marketlerinin bulunduğu semtlerinden bir tanesi. Daha önceki GÜNEY KORE GEZİSİ | SEUL | İTEVON SEMTİ| Itaewon |이태원 yazımda bu semtten detaylıca bahsetmiştim. Bu semtte gittiğim lokantalardan biri de Özbek lokantasıydı.
Özbek lokantasında, menüde kebap çeşitleri de vardı ama ben daha önce denemediğim birkaç yemek denemek istedim ve ilk olarak Borscht/ Borş Çorbası sipariş ettik. Et veya tavuk suyuna pancar katılarak yapıldığından hoş bir pembe rengi vardı ve bu çorbada alışık olmadığım pembe renk bana çok ilginç gelmişti. Çorbanın yanında içine katmamız için kurutulmuş ekmekler de getirilmişti. Sonradan öğrendim ki, Borş Çorbası, Rusya, Azerbaycan ve Balkanlarda çok meşhur bir çorbaymış. Türkiye'de de Pancar Çorbası olarak yapılıyor ama çok bilinen bir yemek değil ne yazık ki. İçerisinde kırmızı et, lahana ve kırmızı pancar gibi besleyici gıdalar olduğu için çok yararlı. Bu çorba hayatımda yediğim en lezzetli çorbalardan biriydi. Kore'de, Kore yemekleriyle şaşkınlık yaşayan bünyelerimiz Özbek lokantasındaki bu Borş Çorbası'yla adeta bayram etti. Hatta Türkiye'ye döndüğüm zaman hemen annemle bu yemeği yapmayı denedik.
Borş Çorbası'na ek olarak, yine Özbek Mutfağı'nda meşhur olan Samsa Böreği'ni yedik. Samsa Böreği bir çeşit kıymalı börek. Bizim böreklere çok benzediği için kendimi Samsa Böreği'ni yerken bir an Türkiye'de altın gününe gitmiş gibi hissetmiştim.
Doğrusunu söylemek gerekirse restoranın çok nezih bir ortamı yoktu. O yüzden kendimi yemek yerken biraz rahatsız hissetmiştim ama yukarıda paylaştığım fotoğrafta da görmüş olduğunuz gibi, yemeklerin servis tabaklarının desenlerine bayıldım. İtevon'da plastik kaplarda döner servisi yapan Türk restoranından sonra buradaki bu şık porselenler ilaç gibi geldi.
Bakınız: Yemekten sonra içtiğimiz çay fincanı ve çaydanlık:
Yorumlar